GEZGİN
mk  
  Ana Sayfa
  TEFSİR
  FİLİSTİN
  makaleler
  => GELİN KARDEŞ OLALIM
  => Yarınsız umutlar
  => cennet,mi istiyoruz?
  => İNFAK
  => KİBİR
  => EVLENME& HİMAYE
  => ÖRTÜNME
  => O``FİLİSTİN
  => YOZLAŞMA
  => KURBAN
  => islamın hareket metodu
  => buhari & müslimde iman
  => Bir Tevhid eylemi Namaz
  => hasan el benna
  => Ali Küçük
  => Ahmet Varol
  => Abdullah Bingazi
  => Saıd Havva
  => Allah'ın nişanelerine hürmet etmek
  => KUR,ANI DOGRU ANLAMAK
  HARITA
  KUR'AN
  irtibat
  ziyaretci defteri
  ders
  vidio
  çeçenistanda rus vahşeti
  çeçenistan
KURBAN

 

 KURBAN`` 

Sözlükte yaklaşmak anlamına gelen kurban, Allah'a yaklaşmayı Allah yolunda malların feda edilebileceğini, Allah'a teslimiyeti ve şükrü ifade eder. hicretin ikinci yılında meşru kılınmıştır.

Kurban kesmenin meşrûiyeti Kitap, Sünnet ve icmâ-ı ümmet ile sabittir. Allah Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'de; "Rabbin için namaz kıl ve kurban kes" (Kevser, 108/2), Hz. Peygamber s.a.s)'in de "İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın" (İbn Mâc'e, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II, 321) şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır

 

Kurban kesmenin önemine dair hadislerdeki vurgulu ifadelerden, Peygamberimizin (s.a.s.), ümmetinden mali durumu müsait olanların kurban kesmemesini kabullenemediği, hiç kimsenin kurban borcuyla Allah'ın huzuruna çıkmasını istemediği için de, kestiği kurbanların sevabına ümmetini de iştirak ettirmiştir. Bu uygulama, Peygamberimizin (s.a.s.) ümmetinden hiç kimsenin kurban ibadetinin sevabından mahrum kalmasını arzu etmediğini göstermektedir. İşte, Peygamberimizin (s.a.s.) kurban kesimi esnasında, kestiği kurbanın kabul edilmesi için dua ederken, "Bu (kurban) benim adıma ve ümmetimden kurban kesmeyenlerin (kesemeyenlerin) adına" demeleri (Ebu Davut, Edâhî,8; Tirmizi, Edâhî,10), bu açıdan önemli mesajlar ihtiva etmektedir.

Kurban Allah'a yaklaşmak maksadıyla ve yalnız O'nun rızasını kazanmak için kesilir. Allah'tan başkası adına hayvan kesmek haramdır ve bu yola tevessül edenleri Hz. Peygamber (s.a.s) "Allah'tan başkası nâmına hayvan kesene Allah lânet etsin " (Müslim, Edâhî, 43-45; Nesâî, Dahâyâ, 34; Ahmed b. Hanbel, a.g.e., I, 108, 118, 152, 217, 309, 317) şeklindeki ifâdeleriyle uyarmıştır.

İnsanlık tarihi ile Âdem (AS) zamanından başlayan kurban uygulaması, şekil ve amaç yönüyle aralarındaki farklılıklar bir tarafa, hemen bütün dinlerde mevcut bir ibadettir. Her ibadette olduğu gibi kurban ibadetinde de Allah'a yakınlaşmanın, O'nun rızasını kazanmak için fedakârlıkta bulunmanın ve O'na teslimiyetin sembolize edilişi vardır. Kuran'da kurbanın kan ve etinin değil, bu ibadeti yerine getirenlerin dinî duyarlılıklarının (takva) Allah'a ulaşacağı vurgulanmak suretiyle, bir taraftan aşkın ve ilahi olanla yakınlıkta şekilden ziyade özün ve niyetin asıl olduğuna, diğer taraftan da ibadetlerde samimiyetin önemine dikkat çekilmektedir. Ayrıca müminler her kurban kesiminde, Hz. İbrahim ile oğlu Hz. İsmail'in Yüce Allah'ın buyruğuna mutlak itaat ve teslimiyet konusunda verdikleri başarılı sınavın hatırasını tazelemiş ve kendilerinin de benzeri bir itaate hazır olduklarını simgesel ama anlamlı bir davranışla göstermiş olurlar. Kurban, ilahi emirlere boyun eğişin, yeri geldiğinde çok sevdiğimiz malımızı Allah'ın rızasını kazanmak için feda edebileceğimizin hal ile ifadesi, sahip olduklarımızı fakir ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşabilmenin mutluluğunu tatmamızın da fırsatıdır.

. Ancak bir ibadetin yerine getirilmesi kadar o ibadeti ifa ederken gözetilmesi gereken ilkeler ve amaçlar da önemlidir. Yaratılana şefkat ve merhamet, temizlik, insana saygı, çevrenin korunması, israftan kaçınma Müslüman'ın her zaman göstermesi gereken temel duyarlılıklardır. Bu sebeple, kurban ibadetini yerine getirenlerin bu konularda daha da duyarlı olmaları gerekir ve İslâm'ın öngördüğü de budur.
Peygamberimizden (sas), mali durumu müsait olan Müslümanların her yıl kurban kesmelerini emrettiği birçok hadis nakledilmiştir. Bu hadislerden bir kısmında, kurban kesmenin fazileti anlatılırken, bir kısmında ise, durumu müsait olduğu halde kesmeyenler kınanıyor. Kurban kesmenin faziletiyle ilgili bir hadiste, Peygamberimiz (sas), Kurban Bayramı günü, âdemoğlunun Allah'ın en hoşuna giden amelinin kurban kesmek olduğunu ifade etmiştir. (Tirmizi, Edahi, 1)

Mali durumu müsait olduğu halde kurban kesmeyenlerin kınandığı hadislerden birisinde ise, Peygamberimiz (sas) "Kim imkanı olduğu halde kurban kesmezse, bizim mescidimize yaklaşmasın" buyurarak, konunun önem derecesini farklı bir üslupla belirtmiştir. (İbn Mace, Edahi, 2)

Fıkıh kitaplarında yer alan bilgilere göre, başta İbrahim en-Nehai, Leys b. Sa'd, Rebia, Evzai ve Süfyan-ı Sevri olmak üzere, bazı müçtehitlere göre kurban kesmek vaciptir. İmam Ebu Hanife'ye göre de, dinen gerekli şartları taşıyan kimselerin kurban kesmesi, vaciptir.
Bu konuda İmam Malik'ten iki görüş nakledilmektedir ki, bu görüşlerden birisine göre kurban kesmek vacip, diğerine göre ise müekked sünnettir. Bilindiği gibi, Maliki içtihat sistematiğinde vacip terimi, Hanefilerin farz teriminin karşılığıdır.
Zira Maliki, Şafii ve Zahiriler başta olmak üzere, müçtehit imamların çoğunluğuna göre, özellikle de ibadet konularında farz-vacip ayrımı bulunmamakta ve bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır.
Şafiilere göre kurban kesmeye gücü yeten kimsenin kurban kesmesi, müekked sünnet ise de, Şafii içtihat sistematiği içerisinde kurban ibadeti, diğer müekked sünnetlerden daha üst derecede bir mükellefiyettir; ancak farz da değildir. Bilindiği gibi, Şafii içtihat sistematiğinde de, vacip ve farz genellikle aynı anlamda kullanılmaktadır.

Kurban bayramının birde sosyal yönü vardır ki çağımızda neredeyse yok olan yardımlaşma ve kaynaşma kavramlarının yeniden senede bir kerede olsa tekrar hatıra getirilmesi. Bizim gibi bereketli topraklara sahip pek az ülke var dünyada . ancak bizim kadar şanslı olmayan binlerce yoksul insan yaşıyor dünyada . özellikle afrikada ve dünyanın çeşitli yerlerinde.

 

Bir kimse, bir savaşta, en aziz bildiği ne ise, çok önem verdiği diğer değerlerini gerektiğinde o yolda fedâ eder.. Eğer bir insan, en aziz değer olarak inancını bildiğini iddia ediyor ve, daha başka değerleri o inancı için fedâ edemiyor ve inancını fedâ ediyorsa, o zaman, gerçekte, en aiz bildiği değer olarak, o fedâ edemediği şeyleri görüyor demektir..

Bugün Müslümanların hallerine baktığımızda, genelde, İslam'ı en aziz değer olarak bildiğimizi söylediğimiz halde; uygulamada, İslam'ı başka değerlerin veya değer bildiklerin korunması, hâkim olması için bir vesile haline getirdiğimiz görülmekte.. Yani, 'müslümanız..' dediğimiz halde, dünyaya bakışımızın, dünyayı tanzim etmekte kullandığımız ölçülerin, genelde, İslam'ın kabul etmediği, karşı çıktığı; hattâ, temelinden yok etmek veya etkisizleştirmek için savaştığı, mücadele verdiği bakış tarzları ve değerler olduğunu görmekteyiz.

Nedir mi o başka değerler?
O soy-sop mudur, kavim, etnik köken, kan bağı mıdır, dil ve coğrafya bağı, hattâ meslekî dayanışma adına meydana getirilen sosyal sınıflar..
Halbuki, islamın asıl hedeflerinden birisi, insanları yaratılış hikmetine göre, aynı inanç potasında eritip, ideal insan'a ulaştırmak.. İçimizde, başta 'nefs putu' olmak üzere, farkında olarak veya olmayarak oluşturduğumuz putları, putlaştırdığımız ve 'değer' olarak yücelttiğimiz şeyleri kırmak, insan olarak potada eritmek..
Bu yılki kurban da da insanların aç karınlarını doyurmaktan çok onlarla bir şeyleri paylaşmanın daha önemli olduğunu şimdiden bilmemiz gerekir Müslümanlar olarak, Dernekler, vakıflar ve maddi açıdan iyi olan hayırseverler olarak. Dili dini ırkı ne olursa olsun  ayrım yapmaksızın kötü durumda olan kardeşlerimize yardım etmemiz, beklide birçoğumuzun ismini dahi bilmediği yerlere giderek, oralara kurbanlarımızı göndererek, bayramı unutanlara ,çeşitli imkansızlık ve zorluklar dolayısıyla  bayramı yaşayamayanlara bu bayram  sevincini onlara yaşatmamız ,oralara taşımamız gerekiyor.Böylece onlara      kesilen kurbanların  etlerinden kat kat önemli  şeyi sevgiyi ve sevinci  götürelim.

Bilindiği üzere dünyanın pek çok yerinde açlıktan, savaştan ve çeşitli sebeplerden dolayı mağdur olmuş insan var .Belkide en önemlisi savaşlar sebebiyle yurtlarından çıkarılmış binlerce insan ,dul kalmış kadınlar ,yetim çocuklar evet bizlere Allah'ın emaneti olan yetim çocuklar bir çoğu hiçbir şeyin farkında değiller , hayatlarında hiç bayram sevinci yaşamadılar beklide !

Evet bu kurbanda da onların yanında olalım, olamıyorsak bile göndereceğimiz kurbanlarla onlarında bayramlarının olduğunu hatırlatalım. Yapacağımız yardımlarla o küçük yetimlerin ve ailelerinin mutluluk kaynağı olalım.

Unutmayalım rengi, dili ırkı, mezhebi ne olursa olsun bir ümmet olalım, İbrahimler(as) İsmailler(as) olalım. İzzet ve üstünlük ancak islamdadır.

 

Mustafa kemendi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

mk  
   
Bugün 4 ziyaretçi (5 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol