GEZGİN
mk  
  Ana Sayfa
  TEFSİR
  FİLİSTİN
  makaleler
  => GELİN KARDEŞ OLALIM
  => Yarınsız umutlar
  => cennet,mi istiyoruz?
  => İNFAK
  => KİBİR
  => EVLENME& HİMAYE
  => ÖRTÜNME
  => O``FİLİSTİN
  => YOZLAŞMA
  => KURBAN
  => islamın hareket metodu
  => buhari & müslimde iman
  => Bir Tevhid eylemi Namaz
  => hasan el benna
  => Ali Küçük
  => Ahmet Varol
  => Abdullah Bingazi
  => Saıd Havva
  => Allah'ın nişanelerine hürmet etmek
  => KUR,ANI DOGRU ANLAMAK
  HARITA
  KUR'AN
  irtibat
  ziyaretci defteri
  ders
  vidio
  çeçenistanda rus vahşeti
  çeçenistan
Ahmet Varol
Ahmet VAROL
Şubat Şehitleri-2
Malcolm X
Amerika'nın kenar mahallelerinden birinde dünyaya gelen Malcolm X, sefalet içinde geçen çocukluğu döneminde düzenli bir eğitim alamadı. Çocukluk ve gençlik yıllarının ilk dönemlerinde serserilik, şiddet, uyuşturucu vb. kötü alışkanlıkların hepsiyle tanıştı ve bu hayatın sonucu hapse girdi. Hapis, hayatının dönüm noktasını oluşturdu. Orada Amerika'daki İslâmi hareket lideri Elijah Muhammed'in adamlarıyla kaldı ve onlar sayesinde İslâm'la tanıştı.
Hapisten sonra ırkçı görüşlere sahip Elijah Muhammed'in hareketine katıldı ve on yıl onun yardımcılığını yaptı. Bu süre sonunda ilk gittiği haccda İslâm'ın tevhidi bütünlüğü ile tanıştı ve hayatında tekrar yeni bir dönem açıldı. Çünkü Amerika'da içinde bulunduğu ırkçı hareketin aslında İslâm'a ters düştüğünü fark etmiş, haccda Müslümanların siyahı, beyazı, zengini, fakiriyle oluşturduğu bütünlüğü ve kardeşliği görmüştü.
Dönüşte Elijah Muhammed'in hareketinden ayrılarak, kendisi İslâm'ı öğrendiği yeni şekliyle tebliğ etmeğe başladı. Daha çok zencilere hitap ettiği için zencilerin ve ezilmiş diğer mazlumların haklarından sıkça söz ediyor, İslâm'ın tevhid görüşünü vurguluyordu. Kısa sürede etrafına büyük kalabalıklar topladı. Onun bu çalışmalarından rahatsız olan FBI, 25 Şubat 1965'te bir konferansı esnasında bir zencinin eliyle onu vurdurdu. FBI cinayetle ilgisinin olmadığını bildirdiyse de, katilinin hapiste İslâm'ı seçmesi sonrası yaptığı itiraf gerçeği gün yüzüne çıkardı.
İskilipli Atıf Hoca
Hayatını İslâm'a ve ümmete hizmet için adamış bir ilim adamıdır. Hayatı boyunca ilimle iç içe olmuş, İslâmi konularda halkı aydınlatmaya çalışmıştır.
1926 sonbaharında tutuklanarak önce emniyete sonra İstiklal Mahkemesi'ne götürüldü. Suçu "Şapka devrimi"ne muhalefetti. Gerekçe ise şapka kanununun ilanından önce yazdığı bir kitapta Müslümanların şapka giymelerinin caiz olmadığını belirtmesiydi.
İstiklal Mahkemeleri'nin şaşırtıcı ve ibret verici kararlar aldığı, önce infazların yapılıp sonra mahkemelerin sonuçlandırıldığı dönemdi. Böyle bir dönemde, böyle mesnetsiz bir suçtan yargılanan Atıf hoca için savcı üç yıl kürek cezası istedi.
Atıf hoca, mahkemedeki son duruşmasından önceki akşam arkadaşlarının ısrarıyla kısa bir müdafaa yazdı. Fakat sabah bu müdafaayı yırtması üzerine şaşıran arkadaşlarına cevabı: "Rüyamda Resulullah'ı gördüm. Bana: 'Atıf bize kavuşmak istemiyorsun da müdafaa yazmakla mı uğraşıyorsun?' buyurdu" olmuştu. Hoca mahkemede müdafaa yapmadı.
Savcının üç yıl kürek cezası talebine rağmen mahkemenin kararı "idam" oldu. Ve Atıf hoca 4 Şubat 1926'da idam edildi. Son sözü ise şöyleydi: "Zalim ve kâfirlerle elbette mahşer günü hesaplaşacağız."
Şeyh Esad Erbili
Ondokuzuncu asrın ortalarına doğru Musul'a 50-60 km. mesafedeki Erbil’de doğan Şeyh Esad, İslâmi konularda tahsil gördü. Şer'i ve tasavvufi ilimlerdeki çalışmaları sonucu genç yaşında icazet alan Şeyh 1883'te, 40 yaşlarındayken İstanbul'a gelerek aldığı icazetleri Meşihat dairesine tasdik ettirerek, irşadla meşgul olmak için bir mekan talep etti. Önce Kocamustafapaşa'da sonra da Üsküdar'daki tekkesinde irşadla meşgul olmaya başladı.
Cumhuriyetten sonra tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla birlikte, zikir halkalarını ve tekkesini bırakan Şeyh, Erbil'deki mülklerini satarak Erenköy'de satın aldığı köşkte ikamet etmeye ve halkı İslâmi konularda bilgilendiren sohbetler yapmaya başladı.
Meşhur Menemen hadisesinden sonra suçlanan ilim adamlarının arasında o da vardı. Bu haksız ve mesnetsiz suçlamalarla idama mahkûm edildi. Ancak çok yaşlı olduğundan hüküm infaz edilmedi. Malum zihniyet sahipleri bunu telafi edebilmek için onun hastalığından yararlanarak 4 Şubat 1931’de hastanede zehirledi ve bir başka yolla infazı gerçekleştirdiler.
Metin Yüksel
17 Temmuz 1958'de Bitlis'te dünyaya gelen Metin Yüksel ilim ehli bir aileye mensuptur. 1965'te İstanbul'a gelen Metin, ilmi ve sosyal yönü güçlü bir ailenin çocuğu olarak kendini çok hareketli bir ortamda buldu. İslâmi hareketin o ilk heyecanlı dönemlerinde hareketin merkezinde yer aldı. Genç yaşlarında MTTB çalışmalarına katıldı. 17 yaşlarındayken Fatih Akıncılar Derneği’ni kurdu. Heyecanı, enerjisi, samimiyeti ve pratik zekâsı sayesinde kısa sürede çevresinde sevilen ve tanınan biri oldu.
Bu çalışmalarından rahatsız olan muhtelif gruplar tarafından sürekli tehdit ediliyordu. Saldırıya da uğradı. Saldırı ve tehditlerden dolayı ölümü sürekli ensesinde hisseden Metin, 23 Şubat 1979'da Cuma namazı sonrası şehit edildi.
mk  
   
Bugün 24 ziyaretçi (27 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol