GEZGİN
mk  
  Ana Sayfa
  TEFSİR
  FİLİSTİN
  makaleler
  => GELİN KARDEŞ OLALIM
  => Yarınsız umutlar
  => cennet,mi istiyoruz?
  => İNFAK
  => KİBİR
  => EVLENME& HİMAYE
  => ÖRTÜNME
  => O``FİLİSTİN
  => YOZLAŞMA
  => KURBAN
  => islamın hareket metodu
  => buhari & müslimde iman
  => Bir Tevhid eylemi Namaz
  => hasan el benna
  => Ali Küçük
  => Ahmet Varol
  => Abdullah Bingazi
  => Saıd Havva
  => Allah'ın nişanelerine hürmet etmek
  => KUR,ANI DOGRU ANLAMAK
  HARITA
  KUR'AN
  irtibat
  ziyaretci defteri
  ders
  vidio
  çeçenistanda rus vahşeti
  çeçenistan
EVLENME& HİMAYE

EVLENME,& HİMAYE

; "Bizim için Hz. Âdem'den bu güne kadar, meşru olarak devam ede gelen ve Cennette de devam edecek olan iki şey vardır; bunlar, evlenme ve imandır, şeklinde kaydedilmektedir.

Evlenmenin yani nikâhın çeşitli sebepleri vardır. Nikâhtaki şer'î, akli ve tabii sebeplerİ vardır.

Evlenmenin şer'î delilleri, Kur'an-ı Kerîm, hadisler ve ümmetin cimâı * ile sâbittir.

Kur'an-ı Kerim'den evlenmenin meşruluğuna şu ayetler delildir; "Size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder adet nikâh edin" (en-Nisâ, 4/12); "Sizden bekârları ve kölelerinizle câriyelerinizden Sâlih olanları nikâh edin. Eğer fakir olurlarsa Allah onları Fazl ve keremiyle zengin kılar. Allah vâsi'dir, âlimdir" (en-Nûr, 24/32).

Cihat ve evlilik İslâm'ın insanın hayatına hâkim olmasının nedenlerinden biridir. Evlenmede ise bunların her ikisi de mevcuttur. Bu nedenle "Evlilikle meşgul olmak kendini nafile ibadetlere vermekten daha faziletlidir. Çünkü evlilikte nefsi haramdan koruma ve çocuk yetiştirme gibi önemli hususlar vardır"

İslâm şeriatının temel esaslarından biri de evliliğin fıtri bir olgu olduğudur. İslâm dini ruhbaniyetle (dünyadan elini eteğini keserek yalnız başına yaşama, evlenmeme); insanın yaratılışı ile çatıştığı, onun nefsi isteklerini ve karakterine ters düştüğü için savaşmaktadır.

  Bir hadiste Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurur: "Evlenmeye gücü yetip de evlenmeyen benden (benim ümmetimden) değildir.''

Bu hadis-i şerifte de görüldüğü gibi İslâm kişiyi, sırf Allah'a yaklaşmak, ruhbanlıkta bulunmak ve ibadet edeyim diye bir köşeye çekilmekten alıkoymaktadır.

Allah Resulü'nün hayatını göz önüne aldığımızda onun, toplumun fertlerini kontrol altında bulundurmak, insanın nefsini düzeltmek hususunda ne denli titizlik gösterdiğini açıkça görürüz. Onun bu konuda titizlik göstermesinin temelinde, insan gerçeğinin anlaşılması ve onun arzu ve isteklerine cevap verme duygusunun yattığını görürüz. Öyle ise evlilik vb. İslâmî prensipler sayesinde toplumun hiçbir ferdi yaratılışının ötesine geçemeyecek, gücü ve imkânının dışında gayret sarf edemeyecek; tam aksine orta yolda, sağa sola sapmadan yürüyecektir.

Evlilik sosyal bir maslahatı beraberinde getirir. Evliliğin genel yararları yanında bir de sosyal yararları vardır. Bu yararların basında insan varlığının korunması gelmektedir. Zira evlilik sayesinde, insan neslinin devam etmesi ve çoğalması, nesillerin birbirini izlemesi ve böylelikle Allah'ın insanı yeryüzüne mirasçı kılması söz konusudur. Evliliğin insan üzerindeki sosyal, ahlâkı ve bedensel yararlarını inkâr etmek mümkün değildir. Kur'an-ı Kerim bu sosyal hikmete parmak basarak şöyle demektedir: "Allah size kendi nefislerinizden eşler yarattı, eşlerinizden de sizin için oğullar ve torunlar yarattı..." (en-Nahl, 16/72).

Evliliğin diğer önemli yararlarından biri de, nesebin korunmasıdır. Meşru evliliğin bir an için yokluğunu düşünürsek toplumların nesepsiz ve hiçbir fazilete sahip olmayan çocuklarla ne denli sıkıntılara girdiklerini hemen görürüz.

Evliliğin sağladığı yararlardan biri de toplumun ahlâkı çözülme ve bozukluktan beri kalmasıdır. Evlilik sayesinde kişiler sosyal bozukluklardan emin kalırlar.

Hz. Peygamber (s.a.s.), evliliğin sağladığı yararları, bir grup gence hitapları sırasında şöyle dile getirmişlerdir; "Ey gençler, sizden evlenmeye gücü yeten kimse hemen evlensin; zira evlilik gözü haramdan en iyi koruyan ve tenasül uzvunun en sağlam kalesidir. Evlenmeye imkânı olmayan ise oruç tutsun; zira oruç şehveti kırmaktadır... (Buhâri, Savm, 1, Nikâh, 2 3; Müslim, Nikâh,1, 3; Ebû Dâvûd Nikâh, 1, İbn Mâc'e, Nikâh, 1).

Yine evliliğin faydaları arasında toplumun hastalıklardan uzak kalmasını, kişinin ruhî ve nefsi bir rahatlığa kavuşmasını zikredebiliriz. Bu tedbirler sayesinde toplumun fertleri zinanın bir sonucu olarak ortaya çıkacak olan bulaşıcı hastalıklardan kurtulmuş; hayâsızlığın yayılması önlenmiş ve harama giden yollar kapanmış olur.

"Kaynaşmanız için size kendi cinsinizden eşler yaratıp da aranızda sevgi ve merhamet peyda etmesi de O'nun varlığının delillerindendir. Doğrusu bunda, iyi düşünen bir kavim için ibretler vardır" (er-Rûm, 21).

Allah (c.c.), evlilikte Müslüman'ın kimi tercih edeceğini açıklamıştır:

"(Ey Müminler,) iman etmedikçe müşrik kadınlarla evlenmeyin. Mümin bir cariye, hoşunuza gitse bile müşrik bir kadından hayırlıdır. (Mü 'min kadınları) iman etmedikçe müşrik erkeklerle evlendirmeyin. Mümin bir köle, hoşunuza gitse bile (hür) bir müşrikten hayırlıdır. Bunlar (sizi) cehenneme çağırırlar; Allah ise, izniyle, cennete ve mağfirete davet ediyor. İşte, Allah, düşünüp ibret alsınlar diye, ayetlerini insanlara böyle açıklar " (el-Bakara, 2/221).

Hz. peygamber de Buharı ve Müslim tarafından nakledilen bir hadisinde, bir kadınla ancak dört meziyeti dolayısıyla evlenildiğine işaret ederek, bunların; kadının malı, soyu-sopu güzelliği ve bir de dini olduğunu belirtmiş, sonra da, "sen kadının dindar olanını al" buyurmuştur (Buhârı, Sahih, VI, 123; Müslim, Sahih, II. 1086). İbn Mac'e tarafından nakledilen bir hadisinde ise şöyle demiştir: "Kadınlarla güzellikleri dolayısıyla evlenmeyin; olabilir ki, güzellikleri onları kötülüğe sevk eder. Malları dolayısıyla da evlenmeyin; olabilir ki malları da onları size karşı isyana sevk eder. Fakat onlarla dinleri dolayısıyla evlenin. Dindar olan siyahî bir cariye, diğerlerinden üstündür" ("İbn Mâc'e, Sünen, I. 572). (Daha geniş bilgi için bk. Nikâh).

 Görüldüğü gibi, İslam evlenmeyi emrediyor. Peygamber (sav)zamanında ve daha sonraki dönemlerde, birçok toplumlarda, sünnet, gelenek olarak uygulanan. Şimdiki ileri görüşlü ve çağdaş insanların? Bir den fazla kadınla nikâhlanmayı yobazlık ve gericilik olarak görmeleri, bu sünnetin uygulanmasını neredeyse bitirmiştir. Çünkü onlara göre, birilerine devamlı bağlı kalmak iyi bir yaşam ve çağdaşlık değil, her hafta bir kadın veya erkekle olmak, zina yapmak ilericilik ve çağdaşlıktır.

 Ne yazıktır ki, bazı Müslüman'ım diyen insanlarında, kendi eşlerinden bıkarak, başka kadınlarla güzellikleri veya zenginlikleri sebebiyle sözde nikâhlanarak, ilk eşini ve çocuklarını terk ederek ilgilenmemeleri ve onlara zulüm ediyor olmaları, hem ıslama hem Müslümanlara zarar vermektedir.

Böyle bir evlilik ne islamda nede rasulullahın hayatında vardır. Ancak kişi hanımını boşar nafakasını verir ,ozaman alakasını kesebilir. Ancak en güzeli evliliğin devamıdır. Çünkü ALLAHcc en sevmediği şeylerden birisi de boşanmadır.

    Hz. Muhammed (sav) in evlilik hayatına baktığımızda, o günkü şartlara göre, tabi olan olması gereken birden çok evliliği olmuştur.

  Bu güne baktığımızda da ,Ogün sahabe nasıl muhtaç ve şehit yakınlarına sahip çıkmışsa ,bu günün Müslümanım diyen erkek ve kadınlarda ,zorda kalmış şehit yakınlarına ve yetimlerine  sahip çıkmak zorundadır.

   Bilindiği gibi dünyanın birçok bölgesinde Müslümanlara zülüm edilmekte yurtlarından çıkarılmakta birçoğu şehit edilmektedir. çünkü küfür tek millet olmuştur ,Müslüman,a kan kusturmaktadır.  Bunun sonucu olarak birçok bölgede Müslüman kadınlar ve çocuklar perişan olmuş bir halde yurtlarından çıkmak zorunda kalmış ve başka ülkelerde sürgün olarak mülteci veya sığınmacı olarak yaşam mücadelesi vermektedirler.

Bu kadınlar ve hele o çocuklar bizlere kendimize Müslüman adını verdiğimiz bizlere ALLAH yolunda canlarını ve kanlarını veren şehit lerin emanetleridir. Onların namusları canları geçimleri bizlerin üzerine bir borçtur..

 Ey bende peygamber ümmetinin kadınıyım diyen bacılar. Kendimizi bir an onların yerine koyalım. bir an Filistinli kadın olalım, ıraklı, çeçen kadın olalım, onların yaşadıkları sıkıntıyı yaşayamayacağımız için hiç değilse tahmin edelim. Elbette tahmin bile edemeyiz. Onların maruz kaldığı aşağılık muameleleri veya kaçmasalardı kalacakları muameleyi nasıl bilebiliriz ki yaşamadan. Vatanından uzak evinden uzak mülteci hayatının verdiği sorunlar yarınları olmadan bir yaşam. Sadece bizim buradan yardım ediyoruz ya dediğimiz yardımlar giderse onunla yaşanmaya çalışılan bir hayat.          Birde bulundukları topluma uyum meselesi, çocukların bakımı daha önemlisi eğitimi, tabi misyonerlerin eline düşmezsen. kaç insan bu hayata tahammül edebilirki ,ya iffetinle yaşayacaksın ya bu yaşamdan bıkacaksın orada ki topluma ayak uyduracaksın veya misyonerlerin teklifini kabul edip onlara göre rahat bir hayat yaşayacaksın.bizlerin görevi uzaktan yardım yapıp ne yaparlarsa yapsınlar olmamalı .O bizlere emanet edilen çocuklara ,kadınlara sahip çıkmak ve himaye etmektir .

  imkanı olan Müslüman erkekler neden onlarla ilgilenmeyi düşünmüyoruz . Neden korkuyoruz kadılarımızdan mı rahatımızın kaçacağından mı, ey mümine kadınlar neden korkuyoruz kocalarınızı kaybedeceğinizdendi düzeninizin bozulacağınızdan mı yoksa rahat yaşamınızın zorlaşacağından mı? Ama Allah cc fazl ve keremimle zengin kılarım diyor .Allah vasi”dir alimdir. Ashabı kiram da böyle yapmamışmı şehit olan sahabenin hanımlarıyla, çocuklarıyla ilgilenmemişler, onları yurtları dışına çıkarıp muhafaza edip yardımı yapmışlar. bir kadının ne kadar süre dul kakacağını peygamber efendimiz hazreti haticeye sormuş oda altı ay demiştir. rasulullahda  cihada giden sahabenin altı ayda bir evine gelmesini emretmiştir. bu da göstermektedir ki bu kadınlara sadece yardım yapması kalıcı çözüm getirmemektedir. bunun içindir ki imkakanı olan ve imkan bulan Müslümanların bu emanetlere sahip çıkması ,ve bacılarımızın bunu desteklemesi boyunlarına bir borçtur.

  Mümin her zaman adaletle ve hak ile hükmetmesini bilendir .keza bu insanlar sadece himaye edilmeyi,insanca yaşam ve şehitlerin emaneti olan çocukların Müslümanca büyümesini istiyorlar.

 Eğer bizler Müslümanlar olarak ilgilenmezsek ,maalesef kadınlar ın çoğu kötü işlere çocuklarda misyonerlerin eline düşebilir.

 .Yarın hesap gününde Allah”a ve bize bunları emanet eden şehitlere bir mazeret aramayalım inşallah  

Abdullah !konyalı

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

mk  
   
Bugün 32 ziyaretçi (37 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol